Vattenfall, Avrupa’nın en büyük enerji üreticilerinden biri ve şirketin sahibi İsveç devleti. Şirket, Almanya’da güçlü bir varlığa sahip ve nükleer ve kömüre dayalı enerjiden çevreci enerji üretimine geçiş yapma sürecinde. Amaçları, “fosil yakıtlardan bağımsız bir yaşam” elde etmek. Sürdürülebilir enerji ve yaşam konusuna odaklanmaları, yaptıkları her şeyin içine işliyor.
Bir ortaklık doğdu ISS, Almanya’da Vattenfall ile 2015 yılında çalışmaya başladı. Berlin/Hamburg Bölgesindeki ISS Enerji Hizmetleri Genel Müdürü Benjamin Simon, “İlk odaklandığımız konu, hizmetlerimizin sürdürülebilir olmasını sağlamaktı,” diyor. “İlk iki ya da üç yılı, bu vaadin gerçekleşmesine katkıda bulunabileceğimizi kanıtlamakla geçirdik. Vattenfall’un bizi gerçek bir iş ortağı olarak görmesini sağlamak için bu önemliydi.”
ISS ekibi, Vattenfall ile açık bir ilişki kurmak, fırsatlar, zorluklar ve fikirler konusunda samimi konuşmalar yapmak için çalıştı. Bu devam eden iletişim, ilişkinin başarısı açısından önemli hale gelen ortak bir düşünce tarzının oluşmasına yardımcı oldu. Benjamin’in açıkladığı gibi, “Bu iş ortaklığı yaklaşımının arkasındaki düşünce aslında çok basit: müşteri kazanırsa biz de kazanırız.”
Söylediğini yapmak Sürdürülebilirlik, Vattenfall’un iş yaklaşımı ve stratejisinin önemli bir bölümü olduğundan Benjamin’in ekibi ISS organizasyonu içinde aynı düşünce tarzını nerelerde kullanabileceklerini belirlemeye başladı.
“Bizim de sürdürülebilir enerji kullanımına doğru giden yolda olduğumuzu göstermek için Küresel ISS Çevreci Ofisler Programı’nı kendi ISS ofislerimizde uyguladık. Aynı zamanda yapımızda onların stratejisine uyum sağladık ve çeşitli hizmet hatlarımızda sürdürülebilirliğe yönelik bir dizi girişimde bulunduk."
Vattenfall’dan Güç Almak ISS ekibi sürekli olarak Vattenfall Almanya’nın daha geniş Vattenfall dünyasında daha iyi görünmesini sağlayacak yollar aradı.
İyileştirme yapılabilecek alanlardan biri olarak mevcut ulaşım çözümünü belirlediler. ISS, sadece Berlin’de 300’den fazla Vattenfall tesisine hizmet vermektedir. Eskiden tesisler arasındaki ulaştırmada dizel araçlardan oluşan bir filo kullanıyordu.
Benjamin, “Filomuzu orta büyüklükte dizel araçlardan, hizmet verdiğimiz Vattenfall tesislerinin birçoğunda şarj edebileceğimiz daha küçük, elektrikli araçlara dönüştürmeye karar verdik,” diye açıklıyor. “Aynı zamanda Berlin’deki ISS ofisimizde kendi şarj istasyonumuzu da kurduk. Bugün 20’den fazla elektrikli araç kullanıyoruz ve sayıları her geçen gün artıyor. Aynı zamanda bu stratejiyi, diğer yerel müşterileri kapsayacak şekilde de genişlettik.”
ISS’in araçlarını şarj etmek için Vattenfall’in elektrik istasyonlarını kullanıyor olması, şirketlerin arasındaki karşılıklı iş ortaklığının önemli bir parçası. “Biz Vattenfall’un hem sağlayıcısıyız hem de onların sattığı elektriği satın aldığımız ve onların şarj istasyonlarını kullandığımız için müşterisiyiz. Bu bizim, ürünlerinin nasıl çalıştığı konusunda geri bildirim verdiğimiz yeni bir boyuta geçmemizi sağladı.”